kitapyorumları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
kitapyorumları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Manga Önerisi / Heartstopper



MANGA ADI: Heartstopper
YAZAR/ÇİZEN: Alice Oseman
YORUMUM:
Evet minik bir yazı yazmak istiyorum bununla ilgili. Umarım ilk başta önyargılarınızı bırakır ve öyle devam ederseniz sevinirim. Eveeet bu sevimli ve bir o kadar da sıcak hissettiren mangamız iki erkeğin arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Mangamız ya da webtoon da diyebiliriz kategori kısmına hiç ayırmadan hep manga diye okuduğumdan hepsi birbirine girer bende :D neyse. Bu iki erkeğimizin olayları başta arkadaşlık gibi başlasa da sonradan aralarında bir etkileşim oluyor ve birbirlerine daha çok çekilmeye başlıyorlar ve tatlı bir romantik hikaye oluşturuyor. Bu mangaların tüm seri halinde tapas.io sitesinde bulabilirsiniz ama buradan İngilizce hali ile karşınıza çıkıyor fakat iyi bir haberim var yakın zamanda bu sevimlileri Türkçe halde de görebileceksiniz !!! Yayınevimize şimdiden teşekkürler bu kadar sıcak bir hikayenin diğer insanlar için de kolayca ulaşıp okuyabilecekleri için




Artemis Kitap Yorumu


KİTAP ADI: Artemis
ORIJINAL ADI:  Artemis
YAZARI:  Andy Weir
YAYINEVİ: İthaki
SAYFA SAYISI: 368
ARKA KAPAK:
Goodreads okurlarına göre 2017'nin en iyi bilimkurgu romanı.
Son yılların en iyi bilimkurgu romanlarından biri olan Marslı'nın yazarı Andy Weir'dan yepyeni, soluk soluğa bir kitap!
Jazz Bashara hiçbir zaman kahramanlık peşinde koşmamıştı. Tek isteği zengin olmaktı.
 Artemis… Ay'daki tek şehir. Eğer çok zengin değilsen ya da bir turist olarak ziyaret etmiyorsan Ay ve Artemis, tabiri caizse "zalim bir sevgilidir". Haliyle hayatta kalmak için ufak tefek kaçakçılıklar yapmak pek de beklenmedik bir şey değil. Özellikle de çok borcun varsa ve alın terin bu borçları kapamaya yetmiyorsa.
 Ek iş olarak kaçakçılık yapan Jazz'in hayatı da karşısına reddedemeyeceği bir teklif çıkınca tamamen değişir. Küçük bir kaçakçı olarak kalkıştığı bu büyük sabotaj boyunu aşacak ve beklediğinin de ötesinde Jazz, tüm Artemis'in kontrolünü ele geçirmeyi ilgilendiren bir komplonun ortasında bulacaktır kendini. Bundan sonra alması gereken risk, işe ilk girdiği zamankinden çok daha büyüktür.
 Andy Weir, Marslı’da gösterdiği mühendislik, bilim ve teknoloji bilgisini Artemis’te de sergileyip yine fazlasıyla gerçekçi bir gelecek öngörüyor.
ÖVGÜLER:
“Marslı’dan sonra isteyebileceğiniz her şey bu kitapta: zekice, eğlenceli, adrenalini yüksek, elinizden düşüremeyeceğiniz bir öykü.”
–Ernest Cline, Başlat’ın yazarı. -
 “Weir imkânsızı başardı – Ay’daki bir şehirde geçen bilimkurgu noir romanıyla Marslı’yı solladı.
Bu hayattan daha ne isteyebilirsiniz ki? Gidip okuyun şu kitabı.”
–Blake Crouch, Karanlık Madde’nin yazarı.   -
“Heyecan verici, keskin zekâlı, adrenalin dolu bir macera… senenin en iyi bilimkurgu romanlarından biri.”
–Booklist (starred review) 
ÖDÜL:
Goodreads Choice Awards Best Science Fiction




YORUMUM:
Uzun süredir bırada yoktum yoğunluk dersler üniversite derken ben burayı çokça boşladım sadece blog ismimi değiştirebildim şimdi burayı yeniden aktifleştirmeye karar verdim. Bu kitabı çok uzun süre önce okudum ve yeni yorum girebiliyorum yanlış hatırlamalarım veya eksik kalan yerlerim varsa şimdiden özür dileyorum. O zaman başlayalım
Andy Weir Marslı sonrasında bu kitabı ile yine ortamı kendisine getirdi diyebilirim. Artemis adlı kitabımızda yine heyecanı doruklarına çıkardık. Benim gibi bilimkurgu kitaplarını sveiyorsanız Marslı kitabından sonra Artemis kitabını okumak size çok iyi gelecektir. Kitabın okumaya başladınığınızda sizi hemen kendisine çekiyor ve devamlı okumak istiyorsunuz
Kitabımızın ana karakterini gerçekten sevdim Andy Weir üslubunu zaten seviyordum eğlenceli bir tarzı var. Bir de konunun diğer çekici noktası ise ay da geçmesi karaktermizi bir kaçakçı olarak canlandırmış Andy Weir. Apollo isminin geçtiğini de göreceksiniz bu da mekiğimizin adı.
Ben genel olarak kitabın akışını beğendim bazılarının görüşleri kitaba sıcak bakmadığı hakkında da yorumlar gördüm ama zevkler ve renkler sonuçta. Bence kitaba bir şans verilmeye değer niteliğinde. Okumalısınız. Marslı’dan sonra Andy Weir çıkardığı Artemis kitabıyla yeniden bizi tatmin etmeyi başardı kendi düşüncelerime göre

PUANIM: 4/5


Ay'da 172 Saat Kitap Yorumu




KİTAP ADI: Ay’da 172 Saat
ORIJINAL ADI:  172 Hours on the Moon
YAZARI:  Johan Harstad
YAYINEVİ: Ithaki
SAYFA SAYISI: 320
ARKA KAPAK:

Ay'a gitmek ister misiniz?

NASA, kırk yıllık uzun aranın ardından Ay'a insanlı bir yolculuk düzenlemeye karar verir. Dünya'dan üç genç de bu yolculuğa katılmaya hak kazanır: Midori, Antoine ve Mia. 

Ay'a yolculuk sorunsuz bir şekilde tamamlanır, ama aslında sorun Ay'ın bizzat kendisidir. Ay üssü DARLAH 2'de sıradışı olaylar baş gösterir; Ay'daki bir şey uzun uykusundan uyanmıştır. Kısa bir süre sonra DARLAH 2'nin sakinleri orada yalnız olmadıklarını fark ettiklerinde, yaşamak ve eve dönmek için mücadele etmek zorunda kalırlar.
ÖVGÜLER:
"İskandinav gerilimi, adeta bilimkurgu-korku sinemasıyla buluşuyor." -
-Voya- 

"Okuru kendine bağlayan, eşsiz bir bilimkurgu."
-SLJ-

"Hem psikolojik hem de atmosferik olarak rahatsız edici."
-Publishers Weekly-

"Baş döndürücü ve korkutucu."
-Booklist-
ÖDÜLLER:
Bu kitapta okuyacaklarınız belki de neden Ay'dan arkamıza bakmadan kaçıp onu rahatsız etmemeyi seçtiğimizin ürkütücü bir cevabı.Brageprisen Ödülü (2008)
Ubok/Dagbladet: Tüm Zamanların En İyi Genç Yetişkin Kitabı Ödülü (2014)
(Tanıtım Bülteninden)



YORUMUM:
Daha yorumunu yeni girebildiğim canım kitabım. O kadar heyecanla başlamıştım ki Marslı gibi bir kitaptan sonra bu sefer de Ay’a gidelim dedim. Kitabın kapağını ilk gördüğümde bile beni bir heyecan sarmıştı acaba nasıl bir kurgusu vardır diye. Sonra anladım ki keşke bu kadar heveslenmeseymişim. Kitabın arkasında “Ay’a gitmek ister misiniz?” cazip gelse de kitabı okuduktan sonra görüş açın biraz farklılaşıyor. Şimdi kitabımızın yorumuna başlayalım

TEBRİKLER SİZ KAZANDINIZ!!
Ay’a bizimle birlikte gidecek gençlerden birisin.
NASA, uzay ile alakası olmayan üç genci yapılacak olan ay yolcuğuna götürmek için dünyada bir çekiliş yaptı. Evet neden böyle bir şey yapma gereği duyduklarına anlam veremiyorum.
Seçilen gençlerimiz: aile baskısından kaçmaya çalışan Japon bir kız, Şarkıcı olmak isteyen Norveçli bir kız, sevgili depresyonlarına girmiş Fransız bir erkek.
Sizin önünüze böyle bir fırsat gelse bir heyecanlanma olur değil mi? Bizim uzay bilimimiz bu kadar iyi olacak ve ben böyle bir fırsata uf puf diyeceğim? O yüzden kitap karakterlerine biraz sinir oldum. Sonuçta markete gitmiyorsun. Ay’a gidiyorsun! Ama karakterlerimizin bu durumu pek umursadığı yok (Japon kız dışında)

Gençlerin bir araya gelip eğitim almaları ile aya gitmeleri çok hızlı geçen bir süreç oldu. Aya geldiğimizde her şey normal başlamışken sonradan olaylar çıkmaya başlıyor. DARLAH 2 diye 1950 yıllarında hiç insan gelmediği halde bir uzay üssü kurulmuş olmasıydı. 1950? Bu kadar gelişkin? Tamam bilim kurgu/gerilim tamamen hayal ürünü ama biraz gerçekliği de yaşatsaydı yazarımız ne bileyim ben öyle olmasını isterdim birden bire fazla geçmiş yaşadı her neyse devam edelim.  DARLAH 2 içinde aletleri olup (hala çalışan)  bitki yetişen bir uzay üssüdür. Olaylar bir yerde çok fazla koptu oraya yorum yazarsam spoiler ile bu yorum biter kitabı okuma isteğiniz varsa bile bu yorumun son kısmından dolayı bu kadar spoi yeter sağolun diye okumaktan vazgeçersiniz
Hiç değilse kitabın sonunda bir macera hissi koydu yazarımız o yüzden oraya kötü bir şey diyemeyeceğim. Çünkü okurken bırakmak istememiştim beni kendisine o kadar bağlamıştı son kısmı
Son olarak genel konuşma:
Kitap beni bir yerden bağlasa bir yerden itiyordu o yüzden beğenip beğenmemek arasında kaldım çok fazla eleştirdim ama bana öyle hissettirdi okuyucu yorumları özeldir. Ama hala merak edip almak isteyen varsa bir şey kaybedeceğini düşünmüyorum.
Bir yorumun daha sonuna geldiiik

PUANIM: 3/5

Hayat Oyunu (Sanal Ağ #3) Kitap Yorumu




KİTAP ADI: Hayat Oyunu
ORIJINAL ADI:  The Game of Lives
SERİ: Sanal ağ 3/3
YAZARI:  James Dashner
YAYINEVİ: Pegasus
SAYFA SAYISI: 320
ARKA KAPAK:

Bu Oyun Sizi Öldürebilir… Gerçek ve sanal dünyalar iç içe geçti. Oyunlar bir anda fazlasıyla gerçek oldu. Artık herkesin hayatı tehlikede.
 SanalAğ insan zihni ve bedenine müthiş bir oyun deneyimi yaşatacak en yeni teknoloji ile son derece sofistike oyunları bir araya getirmiştir. Ancak sanal dünyayı gerçeğinden ayıran çizgi bulanıklaşmıştır. Michael artık Uyku’ya her daldığında hayatını riske atmaktadır. SanalAğ ölümcül bir dünya haline gelmiş, Kaine’in planı Ölümsüzlük İlkesi neredeyse gerçekleşmiştir. Başarıya ulaşırsa dünya çapında bir siber egemenlik hüküm sürecektir. Bu canavarı ait olduğu yere ancak Michael ile arkadaşları kapayabilir… Tabii Michael kime güveneceğinden emin olabilirse… Oyun sona eriyor. “Tempolu ve heyecanlı bir final. İlk sayfasından itibaren okurları yerlerine mıhlayacak.” -Voya - “Dashner macera, kahkaha ve duygu dolu bir bilimkurgu üçlemesi yaratmış. Sıradışı üçleme için ideal bir son.” -Kirkus Reviews- “Matrix ile Başlangıç filmlerinin zekice kaleme alınmış oyunvari bir bileşimi; oyun tutkunu olmayan okurları bile heyecanlandıracağı kesin.” -Christian Science Monitor- “Dashner’ın son kitabı heyecan dolu, sayfaları birbiri ardına çevireceksiniz.” -BookPage- “Dashner’ın betimlemeleri senaryolaşmaya hazır… Bu kitap yazarın hayranlarını ve adrenalin patlaması yaşamak isteyen tüm okurları tatmin edecek.” -School Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)

YORUMUM:
Serinin son kitabı olmasına rağmen bana fazla sıkıcı gelmişti. Yine aynı olaylar oluyordu ben son kitabı diye daha fazla şey katar daha da heyecanlı yapar sanmıştım çünkü James'den beklentim bu. Kitap kötü mü? hayır değil seriyi okuduysanız mutlaka devam etmelisiniz.
Kitapta karakterler tamamen karışıktı. Birine iyi derken diğeri kötü oluyor ya da ona kötü derken diğerine iyi diyorlar o yüzden bu kitap beni çok yordu. Yarıda bırakmak istedim aslında ama yarım kalsın da istemedim arada kaldım en sonunda okudum ve bitirdim.
Kitapta sürekli kodlar ile uğraşıp bir şeyin ne olduğunu anlamadan sıkıntıların çıkması böyle değişik geldi bana hep hesilmiş ya da sürekli devam etmiş
İyi ki kitap bitti de kodlar ile oynamakta bitti diyebilirim.


Seri genel olarak toplayıp bir-iki kitapta bitebilirdi bence üçüncü bir kitap yazması olayı iyice yayması dışnda bir şey olmamış. Yine de tüm bunlara rağmen James hala en iyilerim arasında.
Kitapların kapaklarının birbirlerine olan uyumlarını sevdim
Eğer hala okumadıysan okumalınısınız bazı yerlerinde ne kadar sıksa da okunmalı diye düşünüyorum



PUANIM: 3/5

Hayatın Kıyısında Kitap Yorumu




KİTAP ADI: Hayatın Kıyısında
ORIJINAL ADI:  All The Bright Places
YAZARI:  Jennifer Niven
YAYINEVİ: Pegasus
SAYFA SAYISI: 384
ARKA KAPAK:

Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikâyesi…
Ölümü büyüleyici bulan Theodore Finch sık sık kendini öldürebileceği yöntemler düşünür ancak her seferinde, küçücük bir güzellik bile ona engel olur.

Violet Markey ise yaşadığı kasabadan ve ablasının ölümünün yarattığı dayanılmaz acıdan kaçmak için mezuniyetine kalan günleri sayarak geleceği dört gözle beklemektedir.

Finch ve Violet okullarındaki çan kulesinin tepesinde karşılaştıklarında kimin kimi kurtardığı belirsizdir. Bu tuhaf ikili, bir proje ödevinde eşleştiklerinde yol onları nereye götürürse; tıpkı hayat gibi büyük, küçük, tuhaf, güzel, çirkin, şaşırtıcı yerlere giderler. Kısa süre sonra, Finch yalnızca Violet'layken kendi olabildiğini; tuhaf, eğlenceli, hayatı doyasıya yaşayabilen ve ucubelikten uzak bir gence dönüştüğünü keşfeder. Violet da yalnızca Finch'leyken günlerin hesabını tutmadan yaşayabilmektedir. Ancak Violet'ın dünyası büyürken Finch'inki küçülmektedir…

ÖVGÜLER:
"Bu kitap muhteşem; elimden bırakamadım."
-Zoe Sugg, namı diğer Zoella-

"Sevginin gücü ve güzelliğine dair, yürek burkacak kadar dürüst ve dokunaklı bir masal."
-Heat-

"Bu kitap ışıldıyor."
-Entertainment Weekly-

"Nefes alabilen kimsenin kaçırmaması gereken bir roman."
-Justine Magazine-


"Hayatın Kıyısında'nın kocaman kalbinde, kırgın, sevimli ve sıradışı iki gencin büyüleyici aşk hikâyesi yatıyor."
-New York Times Book Review-

"Karakterler ve okurlar karanlık, neşe ve zihinsel hastalıkların karşısında aşkın sunduğu olasılıklarla -ve koyduğu sınırlarla- yüzleşirken trajediye giden, onun içinden geçen ve arkasında bırakan bu romantik yolculuk, yürek burkuyor."
-Publishers Weekly-

"Bu kitap içten sevmenin, yas tutmanın ve yaşam ışığını geleceğe taşımanın değerini vurguluyor."
-The Bulletin of the Center for Children's Books-

"Dokunaklı, güzel, yürek burkan ve unutulmaz Finch ile Violet çifti, onlara hayat veren bu kitabın son sayfasını da okuduktan sonra bile aklınızdan çıkmayacak."
-Seattle Post-Intelligencer-

"Hayatın Kıyısında, yaşam ve ölüm, umut ve keder, ışıltı ve karanlık hakkında bir hikâye. Ancak hepsinden öte, bir aşk hikâyesi ve ben, Violet ile Finch'e onlar birbirlerine kapılmadan çok önce gönlümü kaptırdım. Bir çan kulesinin tepesinde başlayan harika, zarif ve cesur yolculukları yüreğinizi burkacak ve hayatta olmanın anlamını hatırlatacak."
-Jennifer E. Smith, New York Times çoksatan yazarı-

"Dokunaklı, hayat dolu ve depresyonun çarpıcı derecede dürüst bir portresi."
-BuzzFeed-

"Hayatın Kıyısında ilgi çekici hikâyesiyle sizi kendine çekecek ve gözyaşlarınıza hâkim olamayacaksınız. Violet ve Finch'in 'en ışıltılı diyarları' arayışında herkes kendinden bir parça bulacak."
-New York Daily News-

"Bu kitabın erdemli, güçlü, dürüst, eğlenceli ve yürek burkan her kelimesine bayıldım."
-Karen Cushman, Newbery Ödüllü yazar-

"Hayatın Kıyısında çok özel bir kitap. Bir aşk hikâyesi olduğu kesin ama ondan çok daha fazlası. Aynı zamanda yas tutmaya, aileye ve zihinsel hastalıklara dair bir roman. Eşit derecede trajik ve komik bu kitabı okumalısınız."
-Romantic Times-

"Hayatın Kıyısında, diğer gençlik kitaplarının arasında ışıltısıyla öne çıkıyor."
-Bustle-

"Bu kitap yeni Aynı Yıldızın Altında'nız olacak. Tüm duyguları aynı anda hissetmenizi sağlayacak, karmaşık bir aşk hikâyesi. Mendillerinizi hazırlayın çünkü bu kitap sizi çok sık ağlatacak."
-Seventeen Magazine-

"Niven, harika ve çarpıcı bir aşk yaratırken zihinsel hastalıkların gerçekçi bir portresini çiziyor. Karakterlerin gözünden anlatılan hikâyede Finch ve Violet seslerini mükemmel şekilde buluyor. Duygusal bir okuma tecrübesi arayan gençlere özellikle tavsiye edilir."
-Voya-

"Güzel, yürek burkan ve üzücü olduğu kadar keyifli bir hikâye."
-The Bookseller-

"Hayatın Kıyısında sizi içine çekecek ve okumayı bitirdikten sonra bile bir daha bırakmayacak."
-Booktrust-

"Bu kitabın okurlar tarafından çokça ve yüksek sesle övülmesi şaşırtıcı değil. Gecikmeden okuyun."
-The Globe and Mail-

"Hayatın Kıyısında, cesur ve güzel bir aşk hikâyesi. Violet ve Finch kalbimi acıttı ama onlarla tanıştığıma çok memnunum."
-Jenny Downham, Before I Die'ın yazarı-
(Tanıtım Bülteninden)
ÖDÜLLER:
Goodreads Choice Awards Best Young Adult Fiction



 YORUMUM:
İlk başta söylemek istediğim şey bu kitap depresyon barındırıyor ona göre karar verip okumaya başlayın. “ Yaşamayı, ölmek isteyen bir çocuktan öğrenen bir kızın hikayesi”

Finch, yıllardır yalnız kalan, defalarca intihar girişimlerinde bulundu ve kitabın bazı yerlerinde bunun hakkında bilgiler görüyoruz.

Violet, bir araba kazasında kız kardeşini kaybetti ve o da ölümden döndü ve bunun acısıyla yaşayan bir kız


Aslında bu kitap çok güzel bir kitap fakat herkese gidecek bir kitap olduğunu düşünmüyorum. Bir ara ben de okumak ile okumamak arasında kararsız kaldım çünkü intiharı düşünmek ve bunu okuyuculara baya hissettirmek zor. O yüzden bunu kötü bir zamanınızda asla okumayınız. Ama ben sonra okuma isteğimi geri getirip okumaya başladım.

Bu iki depresif karakterimiz birbirleri ile karşılaşınca birbirlerinde hayat buluyorlar, intihar  etmek isteyen Finch, Violet’e hayata devam etmesi için destek veren birisi. Bu birbirlerine ilaç olma kısmı bir gün yetmeyecektir. Kitabın arka kapağı gibi Violet’in dünyası genişledikçe, Finch’in küçülecektir.
Kitabın sonunda Finch gibi pa-ram-par-ça-yım. gibi oluyor. Çok yıkılmış gibi de hissediyordum. Ama yazar notunu okuyunca değişti fikrim.
Kitabı sevdim ama dediğim gibi herkese önermiyorum. Ama okuyacaksanız da okuyun, okumalısınız derim
İntiharı düşünebilirsiniz ama gerçekten hayatın değerli olduğunu unutmayın.

PUANIM: 4/5

Ölüm Emri Kitap Yorumu


KİTAP ADI: Labirent Ölüm Emri
ORIJINAL ADI:  The Kill Order
SERİ: The Maze Runner 4/5
YAZARI:  James Dashner
YAYINEVİ: Pegasus
SAYFA SAYISI: 400
ARKA KAPAK:


Ani bir patlamayla sonun geldiğini sandılar.
İsyan kurulmadan, Kayran inşa edilmeden ve Thomas, Labirent'e girmeden önce bir güneş patlaması dünyayı vurmuş, insan nüfusunun çoğunu öldürmüştür.
Ancak en kötü günler henüz yaşanmadı.
Mark ve Trina o yıkımdan sağ çıkmayı başarmıştır. Ama şimdi bir virüs hızla yayılmaktadır; insanları cinnete ve cinayete sürükleyen bir virüs. 

Tedavi yok.
Kaçış yok. İki genç, hayatta kalmayı başarabilirlerse insanlığın geri kalanını kurtarmanın bir yolunu bulabileceklerine de ikna olurlar. Çünkü bu yeni, yıkılmış dünyada her yaşamın bir bedeli vardır. Ve bazıları için ölünüz, dirinizden daha değerlidir. Son aslında sadece bir başlangıçtır.

ÖVGÜLER:
"Geçmişi ve geleceği bugünle harmanlayan Ölüm Emri hem distopya türünün klasik eserlerini anımsatıyor hem de Dashner'ın çok satan Labirent üçlemesinin temelini sağlamlaştırıyor." 
-Kirkus Reviews-
“Son satırlarına doğru harika bir macera.”
-Kirkus Reviews-
“Ölüm Emri, Labirent serisinin İSYAN öncesi dünyasına dönüyor ve insanlığın düşüşünü anlatıyor. Trajik hikayesiyle serinin yıllar sonrasında hükü süren karmaşa ve mücadelerine derinlik kazandırıyor.”
-Barnes & Noble-
“Labirent serisinin hayranları, yeni başkahramanlarının soluk kesici macerasına kendilerini kaptıracaklar. Dashner, Labirent’in köklerini merak edenleri mutlu edecek, zekice bir hikaye kaleme almış.”
-Publishers Weekly-
“Ölüm Emri, medeniyetin çöküşünü ve ardından insanlığı kırıp geçiren gizemli bir virüsün hikayesini anlatırken Labirent serisinin hayranlarının pek çok sorusunu da yanıtlıyor”
-Children’s Literature-

ÖDÜLLER:
New York Times Bestseller'ı, USA Today Bestseller'ı, Book Sense Bestseller'ı, Kirkus Reviews Yılın En İyi Gençlik Kitabı, ALA-YALSA En iyi Genç Yetişkin Romanı, ALA-YALSA Seçkisi
(Tanıtım Büleninden)



YORUMUM:
Bu kitap ile her şey başa dönüyor.  Işıl nasıl çıktı nasıl yayıldı. Bu kitapta yeni karakterlerimiz var; Mark,Trina, Alec, Lana, Deedee.
Aslında kitap ilk 13 yıl sonrası hakkında bir bölüm var. Thomas’ın hafızasının silip Labirent’e gönderilmeyi hazırladığı zamana ait Teresa’nın ağzından anlatılmış küçük bir bölüm sonra on üç yıl öncesine gidip olayları anlatmaya başlıyorlar. Labirentten önce neler oldu? Işıl nasıl çıktı? İSYAN nasıl oluştu? Sorusunun hepsine cevap vermesini sağlayacak 4. Kitabın yorumuna başlayalım.
Kitapta,güneş patlamalarının üstünden sadece bir yıl geçmiş.O patlamalar ve patlamaların doğurduğu olaylardan sağ çıkan insanlar ise küçük yerleşim yerleri kurmuşlar.Bu insanlardan biri de Mark,yani baş karakterimiz.Mark,patlamaların olduğu gün gizliden gizliye aşık olduğu Trina ile birlikteymiş ve onunla kaçmışlar.Mark'ın bulunduğu kampta Alec,Lana,Darnell,Misty ve Toad adında arkadaşları da var.Kısacası geri kalan insanlar özlerine dönüp,sosyal bir şekilde yaşamlarını devam ettirmeye çalışıyorlar.Her şey zaten yeterince zorken bir gün bir Kayaç,Mark'ın kampına atılan oklarla saldırıyor ve rastgele insanları öldürmeye başlıyor.Bu saldırıdan sağ kurtulanlar ise Kayaç'ın nereden geldiğini ve amacını araştırmaya başlıyor.


Ben İSYAN’ın kuruluşunun nasıl olduğunu merak etsem de bu kitap daha çok IŞIL nasıl yayıldığını anlatıyor. Virüs bazı arkadaşlarını etkilemeye başlamıştı bile Darnell Misty ve Toad’ı çoktan kaybetmiştik. Deedee de küçük bir yerde tek başına bırakılmıştı. Onu bulunca tek başına bırakmak istememişlerdi ve onu da yanına aldılar kızın vurulduğu belliydi ama hasta olmamıştı. Uzun süre geçmesine rağmen hiç belirtşini bile vermemişti.  Bir ara Trina, Lana ve Deedee kaçırıldı ve onları bulmak Mark ve Alec’e kalmıştı. Onları kurtarmak için baya uğraş verdiler yaralandılar, ölme eşiğine geldiler, virüs nasıl yayıldı onu öğrendiler. Bunu yapan kişiler kendilerini çok güvenceli sansalar bile onlar da hastalanmaya başlamıştı onu da gördük. En son kızları ve çocukları bulduğu zaman Lana dövülüyordu. Onu kurtaramamışlardı ve buna çok üzülmüştüm.
Kitabın en sonlarına doğru Mark ve Trina Deedee’yi güvenli kişilerin yanına bırakmaya çalıştı o kişilere onu verdiler ve o bağışık deliler size saldırmadan bir çözüm bulun diye kızı onlara verdiler ve büyük sürpriz. Deedee kızımıza orada Teresa ismini verdiler.
Sonradan bir çocuğumuz daha çıkıyor. Evlerine gelen görevliler o da bağışık diye onu almaya geldiler. Evet tahmin ettiğimiz gibi bu çocuk da bizim Thomas. Kitapta en son ona Thomas adını verelim dediği zaman bitiyor. Sonra Teresa’nın ağzından bir bölüm daha oluyor Thomas ile bir araya gelip tanıştıkları ilk zaman. Zaten bu zamanı diğer kitapta öğreneceğiz.
Açıkçası ben okurken yine oldukça fazla heyecanlandım ve neler olacağını merak ettim.
Bu kitap bütün sorularımıza cevap vermese bile diğer kitaplar gibi macerası hiç sönmeyen bir kitaptı. Bu kitapta en çok Mark hoşuma gitti. Başta çekingen olsa bile sonradan açılıyor. Sevdiği kadını arkadaşını kurtarmak için büyük tehlikelere atılıyor. Bu durumunu çok beğendim.
Aklımı en çok karıştıran şey ise Teresa orada vurulduktan sonra hasta olmadı çünkü bağışıktı. İlk kitaplarda Thomas Işıla yakalansa da hasta olmadı çünkü o da bağışık. Ama bir tedavi için neden sürekli Teresa’nın üstüne değil de Thomas’ın üstüne bu kadar çok kalıyorlar anlam veremedim.
Kitap bitince aklımı karıştıran bir sorunun daha oluşması yüzünden James Dashner’a teşekkür ederim.
Farklı karakterlerle ilk zamana gidip orada yaşanılanı öğrenmek çok maceralı ve güzel oldu.
PUANIM: 5/5




Son İsyan Kitap Yorumu




KİTAP ADI: Labirent Son İsyan
ORIJINAL ADI:  The Death Cure
SERİ: The Maze Runner 3/5
YAZARI:  James Dashner
YAYINEVİ: Pegasus
SAYFA SAYISI: 384
ARKA KAPAK:

HER ŞEYİN SONU GELDİ! 

İSYAN, Thomas'ın her şeyini almıştır: hayatını, anılarını ve sonunda arkadaşı olan Kayranlıları. Ama artık sona ermiştir. Son bir testin ardından Deneyler tamamlanmıştır

KURTULAN OLACAK MI?
 Ama İSYAN, Thomas'ın onların düşündüğünden çok daha fazlasını hatırladığını bilmemektedir. Ve Thomas artık söyledikleri tek kelimeye bile inanmayacaktır! 

GERÇEK DEHŞET VERİCİ OLACAK.
Thomas Labirent'i yenmiş, Alev'de hayatta kalmıştır. Arkadaşlarını kurtarmak için her türlü riski göze alacaktır. Ancak bu kâbusu sona erdirecek tek şey, gerçeğin ta kendisidir.

ARTIK YALAN YOK. 

ÖVGÜLER:
"James Dashner'ın kitaplarına başlamadan önce derin bir nefes alın." 
-Deseret News-

"Hayranlarının Sineklerin Tanrısı, Açlık Oyunları ve Lost'un birleşimi olarak tanımladığı, olağanüstü bir hayatta kalma hikâyesi." 
-EW.com -

"Son sayfasına kadar heyecan bitmiyor." 
- Kirkus Reviews -

"Müthiş bir macera; sürükleyici, zekice." 
-Newsday -

"Merak uyandıran, mutlaka okunması gereken bir seri."
- Seventeen.com -

"Nefes kesici, sinematografik bir macera." 
-Publishers Weekly -

"Çığlıklara değer."
- Romantic Times -

ÖDÜLLER:

New York Times Bestseller'ı, USA Today Bestseller'ı, Book Sense Bestseller'ı, Kirkus Reviews Yılın En İyi Gençlik Kitabı, ALA-YALSA En iyi Genç Yetişkin Romanı, ALA-YALSA Seçkisi
(Tanıtım Büleninden)


YORUMUM:
İkinci kitabın etkisinden çıkamayıp hemen elime üçüncü kitabı almıştım. İyi ki o sıra onu da almışım. Ve hemen onu da okumaya başladım. Kitaba gelirsek;
Serinin bitmesine gerçekten çok üzülüyorum. Bunun final kitabı olması kitabı bitirmek istememem… Bu kitap beni biraz üzse de üç kitap o kadar fazla etkileyici bir etki bıraktı ki kitap bitince insan boşlukta hissediyor.
James'in anlatım tarzı gerçekten harika.Normalde ben üçüncü şahıs ile anlatılan kitaplarda odaklanma sorunu yaşarım ama bu seride hiç yaşamadım bunu.Olan olayları,Thomas'ın düşüncelerini her kitapta,her sayfada iliklerime kadar hissettim.Üzüldüğünde ben de üzüldüm,korkup heyecanlandığında ben de korkup heyecanlandım.O yüzden bu serinin yeri bende hep ayrı olacak.
Bu kitap bu kadar atraksiyonun içinde dramı da görebileceğimizi bizi ruh halinden ruh haline sokan James Dashner’a buradan selamlar olsun. İkinci kitap Thomas’ın beyaz bir odaya tıkılması ile bitmişti. Üçüncü kitap ise tam oradan başladı. Beyaz odada Teresa ile zihninden bağlantı kurmaya çalışıyordu ama olmuyordu. Ondan cevap alamıyordu. Haftalarca o beyaz odada kaldı  ama bir gün o kapı açıldı ve Thomas’ı dışarı çıkardılar ve arkadaşları ile görüşmelerini sağladılar.
Bundan sonra da Thomas ve diğerlerinin sürekli İSYAN'ın iyi mi kötü mü olduğunu anlamaya çalışmasını ve sürekli bir kaçış içindeki durumlarını okumaya başlıyoruz. Işıl tedavisinin bulunmasına çok az bir süre kalmış olmasına rağmen Dünya artık iyice yaşanılamaz bir yer halini almıştır ve her yer Deliler ile kaynamaktadır.  Tüm bunların üzerine bizim Thomas İSYAN'ın elinden kaçmayı başarıyor ama diğer kitaplarda geçmişini öğrenmek için yapmayacağı şey olmayan Thomas, bu sefer sırf İSYAN yaptırdığı için geçmişini öğrenmek istemiyor.

Seri de en güzel yönlerinden birisi monotonlaşma yok sıkıcılaşma yok her sayfada temposu daha da yükseliyor. O yüzden bu büyük bir başarı. Tek sıkıntı son kitap diye gereksiz ölümler yapmış olması. Ben Newt’i çok severdim onun ölmesi hatta Thomas tarafından öldürülmesi çok zordu. Ben bile o acıyı çok hissettim Thomas her ne kadar onu öldürmek istemese de Newt’in durumu Işıl yüzünden çok kötüydü. Çok saldırgan olmaya başlamıştı. Çocuklar onları her ne kadar kurtarmaya çalışsa da bu durum hep olumsuz olması Newt’in geri dönmek istememesi çok üzdü. Ayrıca Teresa da öldü. Onu hiç sevmesem bile ölmesine biraz üzülmüş olabilirim. Ama hala sevmiyorum.
Kitapta bide beni şaşırtan şey sürpriz bir konuğumuz olduğu Gally’nin geri dönmesi… birinci kitapta ölen adam üçüncü kitapta tekrar karşımızda olması bir yerden beni mutlu etti.
Kafasında bir sürü soru oluşmuştu.En önemlisi ''İSYAN nedir ve bu kuruluşun asıl amacı ne?'' sorusuydu mesela.Seri bitti bitmesine de ben bu soruya tam olarak cevap alabildiğimi düşünmüyorum.Tamam,genel olarak İSYAN'ın amacını belki anlatabiliriç. Çünkü yazar gerçekten kitabın temelini oluşturan bu soruyu çok yüzeysel bir şekilde anlatmış. Aslında Ölüm Emri kitabı sorularımızı yanıtlayacak. Ama onu sonraki yorumda göstericem.
Çok sevdiğim bu serinin sonuna geldiğim ve bu seri böyle bittiği için gerçekten çok üzgünüm.Labirent serisi,her ne kadar sonu pek tatminkar olmasa da,daima şiddetle önereceğim seriler arasında olacak,bundan eminim.
Gerçekten labirent serisi benim gönlümde en favori bilim kurgu macera tarzında kitap. Yine okurum dediğim bir seri ve kütüphanemde başta duran bir seri. O kadar çok sevdim. Son İsyan’dan sadece 1 puan kırıyorum, çünkü kitap böyle bir sonu hak etmiyordu ama ona rağmen harika bir kitaptı.

PUANIM: 4/5


 
INSPIRATION BOOK BLOGGER Blog Design by Ipietoon